Yoga Terapisti İrem Çakır'dan Yoga'nın Felsefi Temellerine Dair Değerlendirme
Fethiye'de yoga eğitmeni ve yoga terapisti olarak çalışmalarını sürdüren İrem Çakır, yoga ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Fethiye’de yoga eğitmeni ve yoga terapisti olarak çalışmalarını sürdüren İrem Çakır, kadim öğreti yoga hakkında dikkat çekici açıklamalarda bulundu.
Yoga’nın modern dünyada sadece fiziksel hareketlere indirgenmesini eleştiren Çakır, bu durumun öğretiye zarar verdiğini ifade etti. “Yoga eğitimleri veriyorum, aynı zamanda danışmanlık yapıyorum” diyen Çakır, yoga tarihinin M.Ö. 7.000–8.000 yıllarına dayandığını hatırlatarak, bugünkü uygulamalarla o dönemdeki öğreti arasında büyük farklar olduğunu vurguladı.
“Yoganın Tarihi M.Ö. 7000 – 8000 Yıllarına Dayanıyor”
Yoga Eğitmeni ve Yoga Terapisti İrem Çakır: “Yoga eğitimleri veriyor, aynı zamanda danışmanlık yapıyorum. Yoga, aslında kadim bir öğreti. M.Ö. 7000–8000 yıllarına dayanan ve bugünkü bakış açısından çok daha farklı bir yerde olan bir bilgeliğe dayanıyor. Fakat günümüzde çok daha farklı bir biçimde yansıtılıyor. Klasik Yoga’da sekiz basamaktan söz edebiliriz.
Bunları Sanskritçeleriyle sıralarsak: Yama, Niyama, Asana, Pranayama, Pratyahara, Dharana, Dhyana ve Samadhi. Bu basamaklar, amaçları doğrultusunda ikiye ayrılabilir: Zihni dolaylı yollarla ve doğrudan denetim altına alma yöntemleri. En önemli olanlar ise ilk iki basamaktır: Yama (sosyal disiplin kuralları) ve Niyama (bireysel disiplin kuralları). Bunların önemi oldukça büyüktür. "Asana" dediğimiz şey — yani günümüzde insanların yoga deyince aklına gelen duruşlar, hareketler, pratikler — aslında bu basamaklardan sonra gelir. Ancak fiziksel bedenin ön planda tutulduğu modern yaşamda, asanalar daha çok öne çıkmış durumda. Örneğin Hindistan’daki yoga uygulayıcılarına bakarsanız, genellikle kapalı kıyafetler giydiklerini görürsünüz. El ve ayak bileklerine kadar örtülüdürler. Günümüzde ise dar taytlarla, hatta bikiniyle baş duruşları yapılmakta ve bu "aydınlanmaya giden yol" olarak sunulmakta” dedi.
“Herkes Yoga Yapmak Zorunda Değil!”
Çakır, “Neremiz aydınlanacak? diye sormak gerekiyor bu noktada. Elbette yargılayarak değil, içsel bir farkındalıkla konuşuyorum. Yoga; nefes, beden, zihin ve ruh arasında denge kurmamıza yardımcı olan bir araçtır. Artık popüler kültürde de yerini aldı ama bu süreçte bir ayrışma yaşanıyor. Yoga’yı deneyimleyip gerçekten fayda görenler ile hâlâ dışarıdan eleştiren, dalga geçenler olarak ikiye ayrıldık diyebilirim. Ama hep söylerim: Herkes yoga yapmak zorunda değil, hatta yapmasın da. Bu sürece, gerçekten ihtiyaç duyan ve hazır olan bireylerin dahil olması gerektiğini düşünüyorum. Ve tekrar altını çizmek isterim: Yoga sadece asanalardan ibaret değildir. Hatta şöyle bir söz vardır: “Fiziksel hareketlerden fayda beklemek, milyonerden 1 TL borç istemek gibidir.” Eğer sadece fiziksel hareketler insana bir şey katacak olsaydı; jimnastikçiler, balerinler çoktan aydınlanmış olurdu. Bu yüzden yoga, bundan çok daha ayrı ve derin bir yerdedir. Fethiye’de ve başka birçok yerde yoga alanında yaşanan çeşitlenme nedeniyle farklı bakış açıları gelişiyor. Gittiğim yerlerde hep aynı manzarayla karşılaşıyorum: Ya dalga geçiliyor, ya da gerçekten yürekten bir şekilde dahil olunuyor” diyerek sözlerini tamamladı.